Bir aksiyon adamı, Güney Afrika’da zulme uğramışların mücadele sembolü, Beyaz azınlığın beyaz olmayan kahir ekseriyete tahakkümüne başkaldıran İmam, Müslümanların yaşamasını nasıl biliyorlarsa ölebileceklerini de bildiklerini gösteren yiğit İmam, İmam Abdullah HARUN’un şehadetinin 44. Yılında Rahmetle anıyoruz.

Şeyh Yusuf’tan sonra Güney Afrika Müslümanları 20. yüzyılın ikinci yarısında bir başka mücadele insanına sahip oldu. İmam Güney Afrika’daki Müslümanların III. Neslinden idi. O Güney Afrika’da zulme uğramışların mücadele sembolü oldu.

İmam Abdullah Harun tam bir aksiyon adamıydı. 1955’de Claremont Camiine İmam olarak atandığı zaman O’nun daha genç ve tecrübesiz olduğu eleştirileri geldi. Fakat İmam’ın başlatmış olduğu çalışmalar herkesi şaşırttı. Kadın-erkek yetişkinler için dersler başlattı. Claremont Müslüman Gençler Derneği’ni kurdu.  1959’da CMGD İslamic Mirror dergisini yayınlamaya başladı. 1960’ta Muslim News dergisinin editörlüğüne atandı.

Langa, Guguletu ve Nyanga bölgelerindeki siyahlara yönelik sosyal, ahlaki ve finansal desteklerde bulundu. Bu insan saygısından ve zulme uğramış insanlara yardım etme sorumluluğunun bilincinde olmanın göstergesiydi. Bu yüzden bu bölgedeki çocuklar İmamı mfundisi (papaz) diye çağırırlardı. 7 Mayıs 196ı’de Cape Town’da Drill Hall’daki programda Imam Group Areas Acts’ı ınsanlık dışı, barbarca ve gayri İslami olarak adlandırdı ve bu kanunlar İslam’ın prensipleriyle tamamen ters düşmektedir dedi. Bu kanunları bizi ekonomik, siyasi ve eğitim alanlarında sakat bırakmak için yapılmıştır ve biz bu tip bir tekrar köleleştirmeyi kabul edemeyiz dedi.

1968’de Mekke’ye gitti oradan da Kahire’ye geçerek ANC (Africa National Congress, bugün Güney Afrika Cumhuriyeti’nde iktidarda olan hareket) ve PAC (Pan African Congress) toplantılarına katıldı. Oradan da Londra’ya gitti. Gelmeden önce O’nun için durumun gittikçe kötüye gittiğini polisin onu hedef aldığını belirttiler ve başka bir yere göç etmesini istediler. Fakat babasının yaşlı olması, yaptığı çalışmalar Onu başka bir ülkeye göç etmekten alıkoydu. Güvenlik Kuvvetleri ise onun gizli çalışmaları hakkında bilgi topluyorlardı. 28 Mayıs 1969’da İmam gözaltına alındı. Bu tam da Efendimiz (sav) için düzenlenen Mevlid programları sırasında idi. İmam, Terörizm kanununa göre tutuklandı. İmam dört aydan fazla bir zaman hiç kimseyle görüştürülmedi. 27 Eylül 1969’da Güvenlik Polisi tarafından işkence edildi ve nihayetinde katledildi. İmam’ın merdivenlerden düşerek öldüğü bildirildi.

Apartheid rejimi İmam’ı Afrikalı yerlilerle ve diğer gruplarla iç içe girmesinden dolayı şehid etmiştir. Çünkü rejim halkların birliğini değil ayrılığını istiyordu. Beyaz azınlığın beyaz olmayan kahir ekseriyete tahakkümüne başkaldıran İmam’ın mücadelesi ırkçı/ayrımcı rejime karşı yürütülen mücadelenin temel taşlarından olmuştur.

İmam Müslümanların yaşamasını nasıl biliyorlarsa o şekilde ölebileceklerini de göstermiştir.

İmam’ın şehadeti Müslümanlar arasında olduğu kadar gayrimüslimler arasında da infial uyandırmıştır.